Hazırlayan: Mehmet Aktekin /09.04.2020
Günaydın. Bugün değişik bir analiz yapalım. Dün Avrupa ülkelerinde vaka sayısı arttı. Daha doğrusu arttı göründü. Bu da tabi çoğu medya organınca umutsuz bir hava ile topluma yansıtıldı. Gelin inceleyelim.
Özellikle kişiden kişiye geçen bulaşıcı hastalıklar başlangıçta alınan önlemlerin azlığı, organizasyon hataları, bölgeye dışardan giren çıkanların kontrolsüz olması gibi nedenlerle giderek yayılırlar ve yukarı giden bir grafik çizerler. İki şekilde bu artış durur. Ya halkın %60-70’inin enfekte olmasıyla virüsün artık bulaşacak hassas (sağlam) kişiye rastlayamaması, ya da alınan önlemlerle hastalığın yayılımının sınırlanması. Alınan önlemlerden biri virüse karşı aşı geliştirilmesidir. Henüz bu noktada değiliz. Diğeri de artık hepimizin ezberlediği karantina, insanların birbiriyle temasının önlenmesi, kişisel temizlik, maske kullanımı ve benzeri önlemlerdir. Bu önlemler etkiliyse hastalık bir tepe noktasında baskılanır. Bu tepe noktası yeni hasta sayısının en fazla olduğu, aynı zamanda hastalığın da en fazla bulaştığı dönemdir.
Şayet hastalık tanısı Covid-19’da olduğu gibi belirtisi olan insanlara bir test uygulanarak koyuluyorsa, hasta kişi belrtilerinin netleşmesi ve hastaneye gitme süreci sırasında pek çok kişiye hastalığı bulaştırır (örneğin 1. Ok civarındaki birkaç gün). Daha sonra hastaneye gider, testi yapılır ve tanısı konur. Bu hastadan virüsü alan kişiler bir kuluçka süresi sonra (Ortalama 5, genellikle 4-6, ama 2 günden 14 güne kadar uzayabilir) hastalık belirtilerini göstermeye başlarlar.
Şayet toplumda temaslı araması (filyasyon) ve bunların karantinaya alınması önlemleri hakkıyla uygulanıyorsa ilk hastanın temaslısı kişiler bulunur, karantinaya alınır ve testleri yapılır. Dolayısıyla hastalığa yakalanma riski çok yüksek olan birçok kişi saptanır. Bu kişiler virüsü aldıktan ortalama 4-6 gün sonra hastalık belirtileri gösterirler ve testleri de pozitif olarak bulunur. Bu duruma uymayan vakalar olsa da genelin davranışı bu yöndedir.
Bu nedenle önlem alınan ve kişiden kişiye bulaşan hastalıklarda birinci pikin ardından bir ortalama kuluçka süresi sonra (5, 4-6 günler civarı) vaka istatistiklerinde yeni bir artış, yoğunlaşma görüntüsü olur. Bu artış istatistiklere bir veya iki gün boyunca yansır. Ancak yoğunluk bu ilk pikten daha düşük seviyededir. Benzer açıklamayla her 4-5 günde bir yeni ama daha küçük bir pik yapa yapa salgın sonlanır.
Pik noktalarının tepeleri bir çizgiyle birleştirilirse eğimin aşağı doğru olduğu görülür. Bu da bize salgının gerçek gelişimini anlatır.
İtalya, İspanya ve Almanya, salgına karşı bir noktadan sonra önlem alan ülkeler olarak bu tanıma uygun bir azalma sürecine girmiş görünüyorlar ve dün üçüncü, dördüncü piklerini yaptılar. Belki bugün de yüksekçe rakamlar olabilir, ya da tekrar düşüşe geçerler. Bir düşüş sürecinin ardından 4-6 gün sonra yeniden ama, bugünkünden çok daha az düzeyde bir pik daha görebiliriz.
Peki Çin neden bu formasyonu göstermedi. Aslında belli belirsiz de olsa gösterdi. Kabaca Çin oldukça geç kaldıktan sonra çok sert önlemler aldı ve o noktadan sonra kişilerin birbirine bulaştırmasına fazla izin vermedi demekten başka bir şansımız yok gibi. İran’da ise bu iniş çıkışlar olmadan yeni vaka sayısı düzenli olarak azalıyor. Bunun analizi İran tarafından ileride yapılacaktır.
Gelelim Türkiye’ye. Bir kez daha belirtelim, yaptığımız kestirimler, diğer ülke deneyimlerinin tekrarlayacağı varsayımına dayanıyor. Ülkemize özel bir kanıtımız yok. O nedenle bu çekinceyi göze alarak söylediklerimi değerlendirin. Yine Ülkemizde hasta sayısının en fazla olduğu öngörülen İstanbul ile ilgili bilgimiz yok, diğer illerde sayılar ne bilmiyoruz. Bu konuda ayağı yere basan tahminler yapılacaksa bu sayıları bilmemiz gerekiyor. En azından biz sağlık profesyonellerinin.
Şimdi, ekrana çıkan herkes 2-3 haftadır, önümüzdeki 2-3 hafta çok önemli diyor. O iki üç hafta bir türlü bitmedi. Sanırım herkes kendine güvenli bir zaman aralığı yaratıyor. 6 Nisan tarihli yorumumda bir senaryoya göre 2-9 gün içinde, diğer senaryoya göre 12-19 Nisan arasında hastalık yeni vaka sayısı açısından pik yapar demişim. Bu durumda bugünden itibaren on gün içinde Türkiye’de hastalığın zirve yapması lazım. Bu her an olabilir, bugün de, yarın da önümüzdeki yakın günlerde de. Ancak yine bu tahminlerimi belirtisi olan vakaların en azından büyük çoğunluğuna tanı konulduğu ve onların temaslı takiplerinin baştan beri yapıldığı ve diğer ülkelerle uyumlu olacağımız varsayımıyla öne sürüyorum.
Pik noktayı yaptıktan sonra vaka azalma sürecinin İtalya ve Almanya benzeri bir süreçle gelişeceğini sanıyorum. Çünkü çok sert önlemlerimiz yok ve hastalanan kişinin belirtileri çıkarken etrafına bulaştırma şansı yüksek.
Merak edilen konulardan bir diğeri de bizim toplam hasta sayımız ne olacak? Onu da önümüzdeki günlerde tahmin edelim. Bu gün yeterince uzun oldu. Evde kalalım, bulaşmayalım, bulaştırmayalım. Gevşersek salgını söndüremeyiz.